1957 yilinda Istanbul dogumlu Server Demirtas, 1977 Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Resim Bölümüne girer. 1984 yilinda mezun olur. Resim bölümünden mezun olmasina ragmen gerek egitim süreci gerekse daha sonrasinda gerçeklestirdigi çalismalarda üçüncü boyutun olasiliklarini arayan ve kendini her zaman bir heykeltiras olarak konumlayan Demirtas’in ilk dönemlerinde gerçeklestirdigi, gazeteleri PVC’yle kaplayip katmanlardan olusturdugu üç boyutlu yerlestirmeleri dönemi için öncü ve ses getiren çalismalardir.
Demirtas’in sürekli degisimi arayan yenilikçi sanat anlayisi 1997 yilinda farkli mekanik parçalarin bir araya getirerek olusturdugu hareketli heykeller dönemini baslatir. Hiçbir mühendislik egitimi almayan sanatçinin oldukça uzun süreçler gerektiren mekanik heykelleri Türkiye’de kinetik heykel sanatinin önemli örneklerindendir.
Çiglik 2, 2020. Animatronik heykel, 111 cm x 44 cm x 67 cm.
Bozlu Sanat Projeleri Koleksiyonu tarafindan desteklenmektedir
Server Demirtas’in bu animatronik heykeli; yasla kirismis, çiglik atan bir kadini tasvir etmektedir. Eser; bilimkurgu yazari Ursula Le Guin’in acuze figürünü insan irkinin bir timsali olarak desteklemesini animsatmaktadir. Kendini reprodüktif ve toplumsal zorunluluklardan kurtarmis, benzersiz deneyimler ve bilgeliklerle donanmis olan acuze; Le Guin için insanlik adina ideal bir sözcü anlamina gelmektedir. Içgüdüsel çiglik ise Kore asilli Amerikali sanatçi Johanna Hedva’nin Hasta Kadin Teorisi’nde dile getirdigi aciyi ve vücutta neden oldugu ayrismayi çagristirmaktadir. Hedva bu çalismasinda, kadin mistiklerin deneyimlerini analiz ederek acidaki mistik ve sosyalist potansiyelleri kesfetmistir. Kayaliklarin üzerine oturtulmus olan mekanda yer alan çiglik atan kadin, tüm bu bahsi geçen potansiyellere eslik etmektedir.